Binlerce medeniyeti bağrına basan, üç kıtanın renklerini birbirine karıştıran, Doğu ve Batı’yı kavuşturan, geçmişin sırlarını içinde barındıran Anadolu…
Rüzgarın yüreğine dokunduğu her an, gökyüzüne doğru eğilip selam duran zeytin ağacının toprağına duyduğu minnet gibi bu topraklarda hayat bulan her bir ürün, geçmişin sessiz hikayesini ve geleceğin umudunu taşırken; hiç bitmeyecek bir hazzın ve hiç solmayacak bir heyecanın masalını yazdı.
Bizler de mirasımızdan aldığımız ilhamla, bu kadim toprakları ve cömert doğanın armağanlarını onurlandırmak üzere, bir anka gibi gücünü benliğinden alan Anadolu’nun ruhunu üflediğimiz LOKANTA ile 3 yıl önce İstanbul - Göktürk’ün kalbinde yepyeni bir serüvene başladık. Geçmişin öğretisiyle geleceğe gururla seslenen, özünü bulan ve onu koruyarak yüceltmek için emek veren tutkulu bir ekip kurduk. Usta bir ressamın fırçasından yayılan renklerin senfonisi gibi, Kadim Anadolu’nun lezzet ezgilerini tüm dünyanın sesiyle birleştirerek emsali görülmemiş sofraların, kahkahalara eşlik eden tatların ve ustalıkla işlenen tabakların kaşifleri olduk.
Bu serüvenin baş kahramanı Şef Muhsin Ertürk’ün engin bilgileriyle aydınlattığımız Anadolu lezzetlerini, yine bu topraklarla şekillendirdiğimiz seramiklerimizle taçlandırdık. Daima sofralarımıza misafir olan herkesin ruhuna dokunabilmeyi arzuladık.
Tek bir an. Yalnızca geçmişin esintisinin sizi sarmasına izin verdiğiniz o tek bir anda, sahip olduğumuz lezzetlerin, yılların izinde nasıl birer hazineye dönüştüğünü siz de keşfedeceksiniz. İşte bu büyülü an, tüm dünya insanlarını Mezopotamya'nın bereketinden doğup Ege’nin rüzgarlarıyla dans eden otla, Karadeniz’in hırçın dalgalarıyla boğuşan balıkla ve Doğu’nun karlar kaplı tarlalarında yetişen bir buğday tanesinin hafızasında saklanarak, yalnızca lezzetlerin konuştuğu ortak bir dilde buluşturuyor.
Biz 7 bölgenin en zarif notalarını özenle harmanladık. Şimdi ruhunuzu dansa kaldıracak lezzet senfonilerini LOKANTA’da beraberce keşfetme zamanı..